top of page

Somatizasyon

Güncelleme tarihi: 12 Eki 2023

Yaşanılan duygusal gerilimlerin beden yoluyla aktarılmasıdır. Birey yargılanma, anlaşılmama, kabul edilmeme gibi nedenlerden duygularını sözel olarak ifade edemediğinde bedensel semptomlar ortaya çıkabilmektedir.


Somatizasyon bozukluğu’nda karın ağrısı, bulantı, kusma nöbetleri, öğürmeler, ses kısılması, soluk alamama, çarpıntı, göğüs ağrısı, baş dönmesi, yutma güçlüğü, felç, cinsel birleşme esnasında acı gibi bedenin değişik yerlerinde değişik derecelerde ağrılar görülür. Kişide görülen bu semptomların kaynağı tıbbi değildir, kronik bir seyirde artar ve azalırlar. Somatizasyon bozukluğu olan kişiler sağlıkları hakkında sıklıkla endişe duyar ve sürekli olarak tıbbi değerlendirmeden, testlerden geçer. Kişi bir psikoloğa yönlendirilmeden önce birçok farklı alandan doktora başvurup ağrısının nereden kaynaklandığını bulmaya çalışır. Sosyal yaşamın zorluk ve stresleri; kişisel toplumsal ve ekonomik sorunları bu kişilerde fiziksel ağrı olarak ortaya çıkmaktadır. Stresle birlikte hastalık da artar. Birey hastalığı sayesinde çevre ile iletişim kurabilir, ilgi görebilir, affedilebilir, ilişkilerini güçlendirebilir.


Somatoform Bozuklukları’nın alt türlerinden konversiyon bozukluğu’nda bayılma, kas tutulması, konuşamama, yürüyememe durumu aralıklı ve ataklar halinde olur. Nörolojik bazı bulgular vardır. Çatışma anında kişinin bayıldığı, ayıldığında da her şeyin eskisi gibi devam ettiği gözlemlenir. Gerilim herkesin ortasında herkesin ilgisini çekecek şekilde boşalır. Epilepsi nöbetleriyle karışabilir, ancak konversiyon genelde herkesin içinde olurken epilepsi her yerde olabilir, konversiyon saatlerce sürebilirken epilepside kişi yarım saatte kendine gelir. Konversiyon ağrılı uyarana yanıt verir, bilinç yitimi olmaz, söyleneni duyar, kolonyayla boğulacak gibi olunca uyanır. Tedavi edilmediği taktirde yıllarca devam edebilir, örneğin kişi hep yamuk yürüyebilir. Psikolojik tedaviyle birlikte danışan süreçten koparak kendi ilgi alanlarını oluşturur.

Somatoform bozukluklarından bir diğer alt tür olan hipokondriazis için ise hastalık hastalığı tanımlaması yanlış sayılmaz. Hipkondriazis hastaları OKB’ye benzer bir dürtüyle spesifik hastalığın peşindedir. Örneğin kişi beyninde tümör olduğunu düşünerek tümörü bulabilecek doktor arayışıyla sürekli yardım talep eder. Somatizasyona kıyasla klinikte öfkeli bir tabloya rastlanır. Kişi duygusunu birine aktarma ister. Hastaların yalnızca 1/3’ü iyileşir.


Somatoform bozuklukları için kadınlar erkeklere, yalnız yaşayanlar ailesiyle yaşayanlara, düşük ekonomik ve eğitim seviyesine sahip olanlar yüksek olanlara, evliler bekarlara göre daha fazla risk taşımaktadır. Bir çalışmada endişeli bağlanma stiline sahip aleksitimili kişilerin somatizasyon bakımından en yüksek riske sahip olduğu bulunmuştur. Gelişmiş ülkelere kıyasla ‘somatik ifade’ gelişmekte olan ülkelerde daha yaygındır. Devletlere maliyeti çok yüksektir. Tıbbi bakımın yüzde 10’u tıbbi hastalığı olmayan bu kişilere verilir.

Somatizasyon bilinçli bir süreç değildir, hastaların iç görüsü olmaz. ‘yaşadığın her şey psikolojik’ yaklaşımı tanısal açıdan uygun olsa da hastanın iyileşmesi açısından kıymetli bir değere sahip değildir. Bunun yerine ‘Somatizasyon Bozukluğu’ isminde bir hastalığının olduğunu söylemek tıbbi yardım arayışı döngüsünden çıkması, bir hastalığı olduğunun çevresi tarafından anlaşılması, sağlık maliyetine yükünün hafiflemesi bakımından daha yerinde olacaktır. Bir ruh sağlığı uzmanı tarafından tanı ve tedavi uygulanması gerekir. Tedaviyle birlikte kişi duygularını ifade edebilmeyi öğrenir, arzularına ulaşabilmek için beceriler geliştirir. Suçluluk, kıskançlık, öfke gibi duygular çözümlenir. Geliştirdiği küçük hobilerle kendi için amaca ulaşma yolunda aşamalı olarak semptomlara ihtiyacı kalmayacaktır.


Klinik Psikolog

Ömer Faruk Güzelgöz


“Sayfa içeriği yazarın İstanbul Tıp Kitabevinden çıkan Genel Psikoloji ''Psikolojide Temel Bilgiler'' isimli kitabından alıntılanmıştır. Daha fazla bilgi için kitaba erişebilirsiniz. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu gereği site içindeki tüm dokümanlara ait haklar saklıdır. Site içerisinde yer alan sayfalarda hiçbir doküman, yazılı izin alınmaksızın kopyalanamaz, başka yere taşınamaz, alıntı yapılamaz, internet üzerinde veya her ne şekilde olursa olsun yayınlanamaz ve kullanılamaz. Aynı şekilde 5651 sayılı kanunu kapsamında telif hakkına konu olan eserle yasal haklarının çiğnendiğini düşünen hak sahiplerinin mail yoluyla iletişime geçmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde eser yeniden değerlendirilerek yazılı dönüş yapılır. Yararlanılan kaynaklar, gerekli izinler ve haklar için mail yoluyla iletişime geçiniz.’’

74 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Uyku

Özgüven

bottom of page